Uzun zamandır ambalaj üzerine yazmıyorum.
Belki de dikkatimi çeken ambalaj uygulaması az da ondan. Yalnız geçen gün bir
bakkalda 2 ambalaj çok dikkatimi çekti. Her ikisi de Ülker firmasına ait ürünler.
Birincisi yeni çikolata markaları Laviva, ikincisi bir Uzakdoğu yemeği olan
çabuk erişte Makarneks.
Önce Laviva’dan başlayayım. Çikolata dünyası ve ambalajları çok renklidir. Tek tek bakıldığında
hepsi çok düzgün ve güzel tasarımlara sahiptir. Çoğunlukla kırmızı ve
kahverengi ağırlıklı renklere bürünmüştürler. Bazıları farklılaşmak adına siyah,
turuncu, sarı, mor, yeşil, mavi gibi sıra dışı renkleri kullanır. Bazıları da çok
fazla renk kullanarak dikkat çekmeye çalışır. Ön yüzü ve arka yüzleri de çok
kalabalıktır. Her şeyi söylemeye çalışırlar. Dikkat çekmek için yarışırlar. Ama
bir market rafında aradığınız çikolatayı hemen fark edemezsiniz. Çünkü dikkat
çekmek için tasarlanmış ambalaj adeta kamuflaj görevi görür ve diğer
çikolataların arasında fark edilemez.
Laviva’yı tasarlayanlar tüm çikolataların
arasında kolayca fark edilecek bir tasarım yapmışlar. Abartısız. Zarif.
Şiirsel. Ürüne lezzet ve kalite katan bir tasarım var adeta. Bu arada
çikolatanın formunun da çok zarif olduğunu söylemeliyim. Tezgah üstü sergileme
kutusu da oldukça şık olmuş. İlk gördüğümde aldım ve denedim. Eminim sizlere de
hemen kendini denetecek. Ambalajın gücü işte budur.
Tasarım, mimari ve iletişim dünyasında çok
beğendiğim bir akım ve slogan var; “Less is More”. Tercümesi; az daha çoktur. Bu sav yalın, basit olanın
daha dikkat çekici, daha akılda kalıcı olduğunu anlatıyor. Bence bu ambalajda
da geçerli. Tasarımcı Mehmet Gözetlik bu konuda güzel bir çalışma yapmış.
Piyasadaki ambalajların sadeleşerek nasıl dikkat çekebileceğini örneklerle
göstermiş. Bkz: http://www.behance.net/gallery/Minimalist-effect-in-the-maximalist-market/1514831
Öteki tarafta çok rengin, baskın
görsellerin ve sürüsüyle bilginin aktarıldığı ambalajlar var. Ama bu durumda
bile kafa karıştırmayan, kendini gösteren tasarımlar yapılabilir. Makarneks buna güzel bir örnek.
Amerikan ambalaj anlayışının ne zaman Türk ürünlerine yansıyacağını hep merak eder dururdum. Son zamanlarda bu tip arayışlar olmakla birlikte şimdiye kadar gördüklerimin arasında en iyisinin Makarneks olduğunu söyleyebilirim. Marka ismi, logo, tipografi, ürün görseli, bilgi spotları ve renk kullanımıyla albenili bir ambalaj olmuş. Rafta hemen kendisini gösteren ambalajlar olmuş.
Marketlerde satılacak gıda ürünlerinde ambalaj her şeydir. Her zaman söylediğim gibi bir ürünün ilk satıcısı ambalajıdır. Ambalaj hazırlamak ayrı bir tasarım dalıdır. Bana sorarsanız reklam ajansı işi de değildir. Sadece ambalaj konusunda çalışan, düşünen, uzmanlaşan branding ajanslarını işidir. Bir bilgim yok ama yukarıdaki iki güzel ambalajı da branding ajanslarının yaptığına eminim. (Yanılsam da yanılmasam da emeği geçenleri tebrik ediyorum)
Marketlerde satılacak gıda ürünlerinde ambalaj her şeydir. Her zaman söylediğim gibi bir ürünün ilk satıcısı ambalajıdır. Ambalaj hazırlamak ayrı bir tasarım dalıdır. Bana sorarsanız reklam ajansı işi de değildir. Sadece ambalaj konusunda çalışan, düşünen, uzmanlaşan branding ajanslarını işidir. Bir bilgim yok ama yukarıdaki iki güzel ambalajı da branding ajanslarının yaptığına eminim. (Yanılsam da yanılmasam da emeği geçenleri tebrik ediyorum)
Ambalajla ilgili diğer yazım için bkz: http://muratsaylan.blogspot.com/2005/02/ambalaj-sattrr.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder