1 Temmuz 2011 Cuma

Sponsorlukta “saldım çayıra Mevlam kayıra” anlayışının son örneği


Yaz aylarında İstanbul’un en güzel eğlence yerlerinden biri de Kuruçeşme Arena’dır. Burada harika konserler düzenlenmektedir. Birçok marka için çok değerli olan kitleler konser izlemeye ve eğlenmeye buraya gelmektedir. Dolayısıyla Kuruçeşme Arena’ya veya buradaki etkinliklere sponsor olmak için markalar birbirleriyle yarışmaktadır. Bu yarışı kazananlardan biri de Efes Pilsen. Kuruçeşme Arena içinde çeşitli alanlarda Efes Pilsen istasyonları var ve burada bira satılıyor. Üstelik sıcak bira!.. 

Evet yanlış okumadınız… Yaz sıcağında serinlemek ve keyiflenmek için aldığınız bira sıcak. İç içebilirsen. Yüksek fiyattan satılan bu biraları alanlar içmeden biralarını döküyorlar. Konser alanı olduğu için birayı kağıt bardağa koyuyorlar. Kağıt bardaklar küçük olduğu için aldığınız biranın hepsini bardağa dolduramıyorlar. Servis yapan kişi bardağa bira koyarken bilerek hızlı davranıyor. Bira köpürdüğü için bardağın yarısı birayla, yarısı köpükle doluyor. Şişenin dibinde kalan biralar biriktirilerek başka konser severlere satılıyor. Doğal olarak ödediğiniz fahiş fiyat karşılığında sıcak ve yarım bira aldığınız için siz de sinirleniyorsunuz.

Efes Pilsen bu sponsorluğuyla tüketicisiyle arasındaki bağları güçlendirmiyor, tam tersine zayıflatıyor… Yöneticiler bu duruma bir an önce el atmalıdır. Sponsorluk ve etkinlik faaliyetlerini devrettikleri ajansları daha sık denetlemelidirler.


Web sitem: www.muratsaylan.com  
Diğer blog'um: http://muratsaylan.blogspot.com