15 Haziran 2014 Pazar

Com uzantılı alan adı için isme dikkat

İnternetteki alan adı (domain name) mevcudiyeti 300 milyonu geçti. Bunların %45’i, yani yaklaşık 140 milyonu “.com” uzantısıyla bitiyor. “.net”, “.biz”, “.org”, “.info”, “.name” uzantılı alan adlarının her biri %10’u geçmiyor. Anlayacağınız en değerli ve en popüler alan adı “.com” ile bitenler. Türkiye’de “. com” uzantılı alan adı alamayanlar ilgili makama marka veya işletme tescilini beyan ederek “.com” uzantısının önüne ülke uzantısını (.com.tr gibi) alabiliyor. Böylece aynı isme sahip iki farklı firmadan biri “.com” uzantısını, diğeri de “.com.tr” uzantısını kullanabiliyor. Bazı markalar tüm uzantıları satın alarak isimlerinin kullanılmasının önüne geçmeye çalışıyor. Tabii bunu akıl eden firma/marka sayısı oldukça az. Com ve com.tr’yi dolu gören markalar isim değiştirmek yerine “.net”, “.biz”, “.org”, “.info”, “.name” uzantılarını alarak yollarına devam ediyor.

Dünyanın farklı yerlerinde farklı sektörlerden birçok firma veya marka aynı ismi kullandığı için alan adı için uzantı talebi daha fazla oluyor. Dolayısıyla alan adı otoritesi ülke adı kısaltmalarından oluşan uzantıları da devreye soktu. Tek başına kullanılabilen bu ulusal uzantılar (“.tr”, “.uk”, “.de”, “.cn”, “.ru” gibi) her ne kadar ulusallığı ifade etse de oldukça çok kullanılıyor.

Ama com, net, org, biz, info gibi uzantılar daha global algılama yarattığı kesin. Hele hele markanız için .com uzantılı alan adı alabiliyorsanız ne ala. Her firma, her marka öncelikle “.com” ile biten uzantıya sahip olmak istediği için isim koyarken veya seçerken buna dikkat ediliyor artık. Yalnız yeryüzündeki bütün dillerdeki neredeyse tüm kelimelerin .com uzantısı alınmış durumda diyebiliriz. Uzmanlara göre 140 milyon “.com” uzantılı adresin dörtte biri sözlük anlamı olan tek kelimeden oluşuyor. Dörtte biri de birleşik kelimelerden (kirazticaret.com gibi) oluşuyor. Geriye kalan 70 milyon alan adı ise türetme, yani bir anlamı olmayan kelimelerden oluşuyor.


Eğer bir gün işinizi ulusal sınırların dışına taşımaya niyetliyseniz mutlaka “.com” uzantısı boş bir isim koyun markanıza. Böylece markanıza daha da itibar kazandırmış olacaksınız. Com uzantısı boş bir isim bulabilmek için de türetme isimler bulmaya çalışın. Yani hiçbir dilde anlamı olmayan, söylemesi, duyması, yazması kolay, akılda kalıcı bir isim uydurmalısınız. Merak etmeyin hiçbir anlamı olmayan türetme isimler de akılda kalıcı ve şık olabilir. (Türetme isimlere örnekler;  Turkcell, Vodafone, Avea, Digiturk, Tivibu, Aviva, Novarris, Nescafe …)

1 Haziran 2014 Pazar

İnegöl Mobilyası

Bursa’nın en büyük ilçesi olan İnegöl yaklaşık 300 bin nüfusuyla 22 ilimizden daha kalabalık. Pek çok insan için İnegöl deyince akla İnegöl Köftesi gelir. İnegöl’de yerseniz bu köfteyi tadı hafızanıza kazınır. Ama tabi, köfte yemek için İnegöl’e gidilmez! Girersin yaşadığın yerdeki restorana, söylersin çakma İnegöl köfteni veya alırsın marketten çakma İnegöl köftesini, yaparsın evde, yersin. Yersen tabi J (Aklıma geldi; çakma İnegöl köftesi satanlardan İnegöl belediyesi isim hakkı alıyor mudur acaba? Almalı. İnegöl markasını bedava kullandırmamalı. Ama unutmuşum, böyle bir kanun bizde yok ki! Sadece Avrupa da var.)

Neyse, İnegöl Köftesi meşhur ama o kadar nüfus köfteden uzaklaşmamak için İnegöl’de değil. Ayrıca köfte ticaretinden de geçinmiyorlar. Sebep mobilya. İnegöl’e gelirseniz ne demek istediğimiz anlarsınız. İnegöl’de her yer mobilyacı. Öyle marangoz mobilyası falan da değil ha! Baya bildiğiniz kaliteli mobilya. Hammaddesiyle, işçiliğiyle, estetiğiyle taş gibi mobilya. İstikbal, Doğtaş gibi harcı alem mobilya da üretmiyorlar. Daha kalitelisini üretiyorlar. İtalyan mobilyacıları kıskandıracak estetik ve kalitede mobilyalar üretiyorlar.

İnegöl’de mobilyacılık alanında faaliyet gösteren 3.500 firma varmış. İlçenin ortasından geçen karayolunun sağında ve solunda son derece modern mobilya mağazaları var. Öyle ki, Bursa yönünden ilçeye varmadan 3 kilometre önce mağazalar sağlı sollu başlıyor ve ilçenin içinden Eskişehir yönüne çıktıktan sonra 2 kilometre boyunca bu mağazaları sağlı sollu görmeye devam ediyorsunuz. Üstelik hepsi de İnegöl’ün öz markaları. Televizyonlarda gördüğünüz meşhur mobilya markalarından eser yok bu yol üzerinde.  Her halde İnegöl’de üretim yapmadıkları için burada barınamıyorlar. Bir uçtan diğer uca 7-8 kilometre olan bu yolda Masko ve Modoko’nun toplamından daha fazla mağaza ve çeşit bulmak mümkün.

İnegöllüler “mobilyanın başkenti” olduklarını düşünüyor, söylüyor ve her yere yazıyorlar. Bence haklılar. Zaten mobilya sektörü de İnegöl’ün hakkını veriyor. Pahalı mobilya satan esnaf mobilyacıların sattıkları mobilyalar çoğunlukla İnegöl yapımı. Sanırım sadece sıradan vatandaş bilmiyor İnegöl’ün esas alametifarikasının mobilya olduğunu. İnegöl’deki iş dünyası da bunu fark etmiş olmalı ki, mobilya ile anılmak için yurt içinde ve dışında İnegöl mobilyasını tanıtan çalışmalar yapıyorlar. İnegöl’deki tüm nakliye araçlarında tek tip giydirme ve tasarım var. Hepsinin üzerinde “İnegöl mobilyası” yazıyor. Bu kamyonlar yurdun dört bir tarafına mobilya taşırken, ilçenin reklamını da yapıyor.

İnegöl’ün en bilinen mobilya markası Çilek. Reklamcı Ali Taran’ın dahiyane reklamlarıyla 10-15 yıl önce tanıdık bu markayı. Belli bir ölçeğe ulaşınca da tüm Türkiye de mağazalarını gördük.  Kurumsallaşma konusunda da epey yol aldığını duydum. Diğer İnegöl markaları ise maalesef Çilek’in başarısını (yaygınlığını) tekrarlayamadılar.

Benim gördüğüm kadarıyla; estetik ve kaliteli mobilya üretmede, marka ismi bulmada, logo yaptırmada ve fabrika mağazası açmada son derece başarılı olan İnegöllü mobilyacılar, iş yurt çağında mağazalaşmaya gelince çuvallıyorlar. İnegöllü mobilyacılar markalı mağazacılık yaparak ilerlemek yerine mobilya esnafları aracılığıyla tüketiciye ulaşmayı tercih ediyorlar. Çünkü böylesi daha kolay geliyor onlara. Mobilya üretmek onlar için çocuk oyuncağı ama mağaza işletmek adeta “milyon bilinmeyenli bir denklem”. Birçok İnegöllü mobilya markası kendi mağazalarını açmasına rağmen beceremediğine kanaat getirip kapatmış veya devretmiş. 

Ürünlerini kendi markalı mağazalarında değil de, birçok markayı sergileyen mobilya esnafının mağazasında satmaya çalışınca da hem yeterli satış rakamına ulaşamıyorlar, hem karlı satamıyorlar, hem de markalaşamıyorlar. Hâlbuki gözlerinin önünde duran Çilek, markalı mağazacılık ile başardı. Üstelik mağazalarının birçoğu da franchise. Yani mağazacılığı öğrendikten sonra kendi kurallarıyla esnaflara Çilek mağazası açtırmışlar. Bunda da başarılı olmuşlar.

Neyse, buraya kadar başarıyla gelen İnegöllü mobilya firmaları nerde tıkandıklarını görüp, markalaşma ve mağazalaşma konusunda eksiklerini kapamaya eğileceklerine ve önümüzdeki yıllarda daha başarılı olacaklarına eminim.   

Evinize kaliteli mobilya almak için size yakın bir yere İnegöllü mobilya markasının mağaza açmasını beklemeyin, arabanıza atlayın ve İnegöl’e gidin. Buradaki mobilya mucizesini gözlerinizle görün. Eminim aklınızdakinden daha güzel mobilyalar görüp alacaksınız. Üzerine bir de hakiki İnegöl köftesi yersiniz. 


Not: 2015 yılında İnegöl’ün girişinde bir mobilya AVM’si açılacak. Ben planlarını gördüm. Gerçekten harika bir AVM olacak.