15 Ağustos 2014 Cuma

Kör Uçuş Yapan Patronlar


Son 10 yılda 100’e yakın patronla tanıştım. Hemen hemen hepsinin şirketlerini veriye dayalı değil, sezgiye dayalı yönettiğini gördüm. Bana öyle geliyor ki; yıllık cirosu ister 1, isterse 100 milyon TL olsun, çalışan sayısı ister 10, ister 1000 olsun, ülkemizde patronların çoğu böyle. Ne geçmişteki şirket performanslarına hakimler, ne de gelecekte yapacakları performansın ne olması gerektiğine? Geçmişe ait yıllık ve aylık verilere ihtiyaç duymadıkları gibi, gelecek yıllara ve aylara yönelik öngörü ve planları da yok.

Şirketinin kritik alanlardaki geçmiş performansını merak etmeyen, bilmeyen patronlar adeta kör bir pilotun uçağını uçurması gibi ilerliyorlar. Havada kalmak onlar için yeterli. Düşmedikleri sürece kendilerini/firmalarını başarılı görüyorlar, nereye gittikleri onlar için pek de önemli değil. Günü yakalaya yakalaya yılları dolduruyorlar. 

Oysa ki; geçmiş geleceğe ışık tutar. Firmanızın her bir ürününün geçmiş yıllarda ve aylarda gösterdiği performansa bakarak gelecek yılların ve ayların hedeflerini belirlemelisiniz. Aynı şekilde; her bir kategorinizin ve her bir satıcınızın ve her bir mağazanızın ve her bir yurtiçi pazar bölgenizin ve her bir pazar ülkenizin ve her bir tedarikçinizin ve her bir çalışanınızın ve her bir üretim alanınızın ve her bir maliyet kaleminizin geçmişi size geleceği gösterecektir.

Patronlara tavsiyem: Şirketinizin temel performans göstergelerini (KPI) belirleyin. Tüm yöneticilerinize ve departmanlara, belirlediğiniz KPI’ları deklare edin. Herkesten belirlediğiniz KPI’lara göre geçmiş 2 yılın aylık, çeyreklik ve yıllık verilerini tablolar ve grafikler halinde raporlamasını isteyin.

Eğer şirketinizde doğru düzgün kayıt tutuluyorsa. Yani kullandığınız (Logo, Netsis, Nebim, Micro ve benzeri) ERP programına girişler doğru ve ayrıntılı yapılıyorsa, yöneticileriniz, sizin istediğiniz raporları 5 dakikada size verebilir. (Belki de veriyorlardır da siz bu raporları önemsemiyor veya nasıl değerlendireceğinizi bilmiyorsunuzdur. O zaman, kusura bakmayın ama, siz asla şirketinizi kurumsallaştıramaz ve büyütemezsiniz.)

Bu belirlediğiniz KPI’ları asla değiştirmeyin. (Üzerine ileride yeni KPI’lar ekleyebilirsiniz) Sürekli bu KPI’lar üzerinden değerlendirmeler yapın. Göreceksiniz işinize daha vakıf olacak ve daha isabetli kararlar alacaksınız.

Ayrıca tüm yönetici ve çalışanlarınız şirket performansını bu KPI’lar üzerinden takip ettiğinizi görsün. Böyle olursa hepsi bu KPI’larda iyileştirmeler olması için çaba harcarlar. KPI’larda iyileşme olmazsa kendilerinden hesap soracağınızı bilirler. Unutmayın yöneticileriniz performansları konusunda sizin gözünüzü boyayabilirler ama rakamlar (KPI’lar) asla yalan söylemez.

Şirketinizi ve çalışanlarınızı KPI üzerinden yönetebilirseniz hem kurumsallaşabilir hem de sürdürülebilir büyüme yakalayabilirsiniz.


KPI: Key Performance Indicator. Kilit Performans Göstergesi (veya benim tercümemle Temel Performans Göstergeleri)


1 Ağustos 2014 Cuma

Windows’un yapması gereken

Microsoft’un amiral gemisi ve ilk ürünü Windows’tur. Windows PC (personel computer, yani kişisel bilgisayar)  işletim sistemi olarak piyasaya çıktı. Yıllar bilgisayarların büyük çoğunluğunun işletim sistemi Windows’tur. Windows tecrübesi olmayan insan herhalde yoktur. Apple kendi cihazlarına özel işletim sistemini rakiplerinin kullanımına açmadığı için Windows’un önü hep açıktı. Bu rekabetsizlik ortamı Microsoft’u atalete soktu. (Bu konuya daha önce değinmiştim. (Bknz: http://baksumarkalara.blogspot.com.tr/2014/05/ne-olacak-microsoftun-hali.html) Microsoft kişilerin hayatına giren yeni cihazlar (palmtop’lar, telefonlar, tabletler…vb) için işletim sistemi geliştirmekte hiç hevesli olmadı ya da gelişigüzel sistemler geliştirdi. Sonuç olarak günümüzde en önemli “kişisel cihaz” olan akıllı telefonlarda Window’un esamesi okunmuyor. Akılı telefonların sadece %4’ünde Windows işletim sistemi var. Onların çoğu da zaten Microsoft’un sahibi olduğu Nokai Lumia telefonları. (Microsoft, Nokia adını öldürüp yerine Microsoft’u koymaya karar vermiş. Alt markalama ve pazarlama teknikleri açısından doğru bir karar. Umarım Microsoft,  çorbaya dönen marka mimarisine disiplin ve düzen getirmeye devam eder. Pazarda geri kalmalarının bir sebebi de bu çünkü)

Tabletlerde de durum değişmiyor. Örneğin ben daha henüz Windows’lu tableti olan bir kişiye rastlamadım. Ama tableti olup da “kişisel bilgisayarı” Windows’la çalışan bir sürü insan tanıyorum.   

Microsoft Windows’u 2000’li yıllarda “kişisel bilgisayar işletim sistemi” olarak değil de “kişisel cihaz işletim sistemi” olarak konumlandırmalı ve geliştirmeliydi. Lisanslı Windows’u olan herkes aldığı yeni cep telefonunu bilgisayarına bağlayarak işletim sistemini Windows’a çevirebilmeliydi. Microsoft bunu akıl edebilseydi şimdi akıllı telefonların %70’inde bulunan işletim sistemi Android olmazdı. Umarım bundan sonra çıkaracağı Windows’ların yeni sürümüne böyle bir özellik ekler. Yani parasını ödeyerek aldığımız bilgisayarımızdaki Windows’ları ücretsiz olarak akıllı telefonlarımıza ve tabletlerimize (hatta televizyonlarımıza) yükleyebiliriz. Yalnız duyduğuma göre Lumia’larda kullanılan Windows’lar hiç de başarılı değilmiş. Microsoft kullanım kolaylığı ve aplikasyon seçenekleriyle Android’i geçecek bir işletim sistemi geliştirmeli. Yoksa kimse akıllı telefonunda gömülü gelen Android işletim sistemini Windows’a çevirmez.

Microsoft’a Windows için önerdiğim stratejinin tersini de Google’a Android için öneriyorum. Android ile çalışan akıllı telefonunu bilgisayarına bağlayan herkes, bilgisayarın ekranında “işletim sisteminizi Android yapmak ister misiniz?” sorusuyla karşılaşmalıdır. Yani Android sadece akıllı telefonlar ve tabletlerde kullanılan işletim sistemi olarak kalmamalıdır.

İleride akıllı arabalar, akıllı evler ve en önemlisi robot hizmetkârlarımız için işletim sistemi gerekecek. Bu yüzden mevcut işletim sistemi markaları ne kadar sadık müşteri yaratırsa geleceğin gelirlerini de garanti altına alabilir. Bu geleceği Google gördüğü için akıllı araba konusunda ar-ge çalışmaları yapıyor. Microsoft ise akıllı ev projesini sanki rafa kaldırdı. Bildiğim kadarıyla da robot işletim sistemi konusunda ise henüz hiçbiri çalışma yapmıyor. İşin özü bugünün ve geleceğin kişisel cihazları için ortak işletim sistemi geliştirmektir. İnsanlar ileride tüm akıllı cihazlarının birbiriyle kolay ve verimli anlaşabilmesini önemseyecektir. Bu da alım kararlarını etkileyecektir. İşletim sistemini virüs gibi tüm akıllı cihazlara yayabilen marka geleceğin pazar lideri olacaktır.

Not 1: Öyle sanıyorum ki, dünyanın bir numaralı akıllı cihaz üreticisi Samsung bu geleceğe hazırlanıyordur. Yakında kendi işletim sistemini duyurursa hiç şaşırmam.  

Türkiye’de Turkcell, Türk Telekom, Arçelik, Vestel, Casper gibi firmalar da işletim sistemi üzerine yatırım yapmalıdır. Geleceğin kişisel cihazları için doğru işletim sistemleri geliştirebilirlerse gelecekte bunları bugünün akıllı cihazlarına da yayabilirler. Yerli firmalarımızın sorunu teknoloji geliştirme yetersizliği değil, vizyon geliştirme yetersizliğidir. Umarım ben geliyorum diyen geleceğe hazırlanıyorlardır. Türkiye’den bir Samsung çıkmasının ihtimali oldukça yüksektir.


Not 2: Casper’a danışmanlık yaptığım dönemde (2006-2007) yılında Microsoft ile ortaklaşa cep telefonları için işletim sistemi geliştirmeyi ve kendi cep telefonu markamızı yaratmayı önerdiğimde gülmüşlerdi.