1 Temmuz 2017 Cumartesi

Bir türlü Türkçeleşemeyen yabancı kelimeler

 

Bildiğiniz gibi pek çok yabancı kelime dilimize yerleşti. Bunları genellikle okunuşuna göre yazıyor ve kullanıyoruz. İngilizce orijinal yazılışı boycott ama boykot yazıyoruz, cake ama kek yazıyoruz, cinema ama sinema yazıyoruz, cocktail ama kokteyl yazıyoruz. Böyle olması da gayet doğal ve doğru. Bu şekilde Türkçeleştirdiğimiz diğer kelimeler aşağıda

 

Addition / Adisyon

Ambiance / Ambiyans

Antifreeze / Antifiriz

Barrier / Bariyer

Communication / Komünikasyon

Coordination / Koordinasyon

Cowboy / Kovboy

Cargo / Kargo

Design / Dizayn

Document / Doküman

Duplex / Dubleks

Empathy / Empati

Exhaust / Egzoz

Football / Futbol

Foreman / Formen

Fragment / Fragman

Handicap / Handikap

Hostess / Hostes

Isolation / İzolasyon

Jeneration / Jenerasyon

Leader / Lider

Lynch / Linç

Mentality / Mentalite

Mixer / Mikser

Objective / Objektif

Presentation / Presentasyon

Selfie / Selfi

Show / Şov

Television / Televizyon

Trailer / Treyler

Tribune / Tribün

Variation / Varyasyon

Volleyball / Voleybol

 

Yukarıda listelediğim İngilizce kökenli kelimeleri gazetecilerimiz de, reklamcılarımız da Türkçeleşmiş yazımıyla kullanıyor. Doğru da yapıyorlar. Elbette bu kelimelerin Türkçelerini türeterek kullanılmasından yanayım (Online yerine Çevrimiçi gibi). Ama Türkçe karşılığı yerine Türkçeleştirilmiş yazımını kullananları da yadırgamıyorum. Dillerin birbirinden kelime ödünç alması gayet insani bir durum bence, bu konuda milliyetçilik yapmaya gerek yok. Ama Türkçe karşılığı türetilirse ve halk benimserse ne ala (Computer yerine Bilgisayar’ı kullanmamız gibi).

 

Tek yadırgadığım Türkçe yazmakta kompleks duyduğumuz İngilizce kelimeler. Örneğin; showroom’a hala şovrum diyemiyoruz. Neden? Böyle pek çok örnek var. Neden bu kelimeleri Türkçeleştirmeye cesaret edemiyoruz? Pek çok İngilizce kelimeyi okunduğu gibi Türkçeleştirebiliyorsak, neden bazılarını Türkçeleştirmeden İngilizcede yazıldığı gibi kullanıyoruz? Bu size de saçma gelmiyor mu? Bunu yapanlar da özellikle romancılarımız, reklamcılarımız ve medyacılarımız. Türkçe’yi güncellemesi, zenginleştirmesi gerekenler bu kişiler neden bu kelimeleri Türkçeleştirmeyip İngilizce yazılışlarıyla kullanıyorlar?  Neyse bir gün içlerinden biri çıkıp nedenini açıklar umarım.

 

Kafama taktığım bu kelimelerden bazılarının nasıl kullanılması gerektiğini ben önereyim bari. Bence; Web değil, Veb olmalı. Online değil, Onlayn olmalı. Brief değil, Brif olmalı. Bodyguard değil, Badigard olmalı. Bye bye değil, Bay bay olmalı. Catering değil, Ketring olmalı. Center değil, Sentır olmalı. Cheeseburger değil, Çizburger olmalı. Export değil, Eksport olmalı. Feedback değil, Fidbek olmalı. Mortgage değil, Morgıç olmalı. Rock Music değil, Rak Müzik olmalı. Rock’n roll değil, Rakınrol olmalı. Cafe değil, Kafe olmalı. Full-time değil Fultaym olmalı. Part-time değil, Parttaym olmalı. Sizce de öyle değil mi?