15 Kasım 2013 Cuma

Otoparklar da farklılaşabilir

Her zaman söylerim “pazarlamada çareler tükenmez”. İster küçük bir işletme olun, isterse büyük bir holding, hangi sektörde olursanız olun rakiplerinizden farklılaşmak için mutlaka yaratıcı bir yöntem bulabilirsiniz. Müşterilerin takdirini kazanmak ve onları size sadık kılmak için inovatif bir fikir geliştirmeye çok yakın olabilirsiniz. Yeter ki müşterilerinizi sevin. Müşterilerinizi severseniz, onları rahat ettirmeye, hayata onların gözünden bakmaya, onlara yardımcı olmaya odaklanırsınız. Böyle olunca da güzel bir fikir bulmanız hiç de zor olmayacaktır. Kadıköy’deki Çinili Otopark müşterilerini seviyor olmalı ki, onları mutlu edecek harika bir yöntem bulmuş. 



Kadıköy’e geldiğinizde eğer aracınızı Çinili otoparka park ederseniz, otoparktan çıkmadan önce yukarıdaki gibi bir köşeyle karşılaşacaksınız. Aracını park eden müşterilerin Kadıköy’ü keyifle dolaşabilmesi için otopark sahipleri müşterilerinin kullanımına açık materyalleri bu köşede barındırıyor. Hava yağmurluysa şemsiyeyi alabiliyorsunuz veya bebeğiniz için arabayı alabiliyorsunuz veya yürüme güçlüğü çeken bir yakınınız yanınızdaysa tekerlekli sandalyeyi alabiliyorsunuz. Kadıköy’deki işiniz bitip aracınızı almaya döndüğünüzde de aldığınız bu eşyaları yerine koyuyorsunuz. Ne güzel ve ne kadar faydalı bir hizmet değil mi? Bunu akıl eden veya yurtdışında görüp de kendi otoparkında uygulamaya kalkan Çinili Otopark yönetimine kocaman bir bravo. Yazılarımı okuyanlar bilir; müşterisini düşünen firmalara vefalıyım ve sadığımdır. Ben artık Kadıköy’e gittiğimde sadece bu otoparka aracımı bırakıyorum.

1 Kasım 2013 Cuma

Marketteki Satıcınız: Ambalaj

Uzun zamandır ambalaj üzerine yazmıyorum. Belki de dikkatimi çeken ambalaj uygulaması az da ondan. Yalnız geçen gün bir bakkalda 2 ambalaj çok dikkatimi çekti. Her ikisi de Ülker firmasına ait ürünler. Birincisi yeni çikolata markaları Laviva, ikincisi bir Uzakdoğu yemeği olan çabuk erişte Makarneks.

Önce Laviva’dan başlayayım. Çikolata dünyası ve ambalajları çok renklidir. Tek tek bakıldığında hepsi çok düzgün ve güzel tasarımlara sahiptir. Çoğunlukla kırmızı ve kahverengi ağırlıklı renklere bürünmüştürler. Bazıları farklılaşmak adına siyah, turuncu, sarı, mor, yeşil, mavi gibi sıra dışı renkleri kullanır. Bazıları da çok fazla renk kullanarak dikkat çekmeye çalışır. Ön yüzü ve arka yüzleri de çok kalabalıktır. Her şeyi söylemeye çalışırlar. Dikkat çekmek için yarışırlar. Ama bir market rafında aradığınız çikolatayı hemen fark edemezsiniz. Çünkü dikkat çekmek için tasarlanmış ambalaj adeta kamuflaj görevi görür ve diğer çikolataların arasında fark edilemez.   


Laviva’yı tasarlayanlar tüm çikolataların arasında kolayca fark edilecek bir tasarım yapmışlar. Abartısız. Zarif. Şiirsel. Ürüne lezzet ve kalite katan bir tasarım var adeta. Bu arada çikolatanın formunun da çok zarif olduğunu söylemeliyim. Tezgah üstü sergileme kutusu da oldukça şık olmuş. İlk gördüğümde aldım ve denedim. Eminim sizlere de hemen kendini denetecek. Ambalajın gücü işte budur.

Tasarım, mimari ve iletişim dünyasında çok beğendiğim bir akım ve slogan var; “Less is More”. Tercümesi; az daha çoktur. Bu sav yalın, basit olanın daha dikkat çekici, daha akılda kalıcı olduğunu anlatıyor. Bence bu ambalajda da geçerli. Tasarımcı Mehmet Gözetlik bu konuda güzel bir çalışma yapmış. Piyasadaki ambalajların sadeleşerek nasıl dikkat çekebileceğini örneklerle göstermiş. Bkz: http://www.behance.net/gallery/Minimalist-effect-in-the-maximalist-market/1514831

Öteki tarafta çok rengin, baskın görsellerin ve sürüsüyle bilginin aktarıldığı ambalajlar var. Ama bu durumda bile kafa karıştırmayan, kendini gösteren tasarımlar yapılabilir.  Makarneks buna güzel bir örnek.


Amerikan ambalaj anlayışının ne zaman Türk ürünlerine yansıyacağını hep merak eder dururdum. Son zamanlarda bu tip arayışlar olmakla birlikte şimdiye kadar gördüklerimin arasında en iyisinin Makarneks olduğunu söyleyebilirim. Marka ismi, logo, tipografi, ürün görseli, bilgi spotları ve renk kullanımıyla albenili bir ambalaj olmuş. Rafta hemen kendisini gösteren ambalajlar olmuş.

Marketlerde satılacak gıda ürünlerinde ambalaj her şeydir. Her zaman söylediğim gibi bir ürünün ilk satıcısı ambalajıdır. Ambalaj hazırlamak ayrı bir tasarım dalıdır. Bana sorarsanız reklam ajansı işi de değildir. Sadece ambalaj konusunda çalışan, düşünen, uzmanlaşan branding ajanslarını işidir. Bir bilgim yok ama yukarıdaki iki güzel ambalajı da branding ajanslarının yaptığına eminim. (Yanılsam da yanılmasam da emeği geçenleri tebrik ediyorum)


Ambalaj konusuna değinen ve örnekler veren blog: http://ambalajharikalari.wordpress.com/

Ambalajla ilgili diğer yazım için bkz: http://muratsaylan.blogspot.com/2005/02/ambalaj-sattrr.html